8 Temmuz 2010 Perşembe






BİR HÜZÜN, BİR SEVİNÇ...

Sıkıcı ve de yorgun günler geçiyor zamanlarımdan.
Gündüzlerim sahte tebessümlerle dolu içim kan ağlayarak, gecelerim ise tam bir işkence. Yaşamak ile yaşamamak aslında gündüz ile gecem.
Sahte bakışlar atıyor gözlerim, kandırıkçı sözlerle avutuyor herkesi yüreğim.
İçim sızım sızım sızlıyor, kanayan dinmeyen bir yara gibi.
Aşk diyorum, umut ile neşe ile sarılmak istiyorum bu duyguya.
Her seferinde hüsrana uğruyorum.
Denemeye kalkıyorum bir çok değerlerimden uzaklaşıp.
Olmuyor, bir yerlerde kopuyor.
Hata benim diyorum, kendimi suçluyorum.
Ama hayır değil bende hata, hata sorumluktan kaçan onlarda.
Mutluluğun başka şeylerde olduğuna kanaat getiriyorum.
İnsanları yine de seviyorum.
Canlarım olanların mutlulukları ile mutlu oluyorum.
Onların yürekleri sevinçle çarptıkça, benim yüreğimde eşlik ediyor yüreklerine.
Kelebek misali, kuş misali kanat çırpıyor, alkış tutuyorum coşkuya.
Gökyüzünün ömrü o güzel ve uzun birlikteliğin başlangıcını yaşıyor bu günler de.
Hep birlikte neşe ile uçuşuyoruz.
Ciciler, biciler alıyoruz, nazar boncuğu da ekliyoruz ucuna.
Aman nazar değmesin bu mutluluğa diye.
Değmez inş. ve de bir ömür sevinçlerle yaşanacak uzun uzun zamanlarda.

( " söz yüzükleri ve yastıkları pek şekerlerdi eklemeden geçemedim. " )

Hiç yorum yok: