30 Mayıs 2009 Cumartesi

DENİZ, MAVİİ, AMASRA...



Mevsim yarından itibaren yaza dönüyor. Sıcaklar başlayacak ve evet denizle haziran ortalarına doğru buluşacağız. O kadar çok seviyorum ki denizi; o ister masmavi olsun, ister yosun yeşili ve hatta isterse hırçınca deli deli dalgalar içinde siyaha yakın gri olsun, her şekilde seviyorum. En çokta kızgın güneşin altında sarı kumların üzerinde yürümek ve o bunaltıcı sıcaktan sıkılıp kendini mavi sulara bırakmak ve de içinden hiç çıkmamak.

Böyle bir melankoli içindeyim işte bugün. Amasra'da olmak isterdim şimdi. Mevsim açılmamış olsada o havayı solumak. Boztepeden adaya bakmak, tahtacılar çarşısında gezip incik boncuk almak isterdim. Menderekte yürüyüş yapıp bir tarafı Amasra bir tarafı engin deniz doya doya seyretmek isterdim.

Eh bu kadar gezmeyede sanırım bir çeşm-i cihan da balık keyfi yapmak yakışırdı. (* Fatih Sultan Mehmet Karadeniz seferi sırasında Amasra'yı gördüğünde söylediği söz: " Lala lala çeşm-i cihan bu mu ola" dır. Çeşm-i cihan: Dünyanın en güzel gözü anlamına gelmektedir. )







Şimdi bu hayallerle dolu iken yüreğim, dışarda da harika bir hava varken işyerinde masa başında oturup ta fatura kesilir mi ? Kuruş kuruş hesap tutturulmaya çalışılırmı ? Yok yok olmuyo, vallahi olmuyo 0,75.- kuruş tutmuyor. Ekliyoum fazla çıkıyor, çıkarıyorum eksik kalıyor.

Off ki ne off... Olmaz ki böylede yapılmaz ki, yarın mutlaka bir deniz kenarı yapmalı en iyisi. Bu melankoli geçmeyecek yoksa. Şimdi bütün duygularımı yarına bırakıyorum. Ya da evdekileri kandırıp Amasra'da ki dayımı ziyarete gitmeli günü birlik......

29 Mayıs 2009 Cuma

YOKSUN...

Bugün umutla bekledim seni, lakin gelmedin. Hala da beklemekteyim. Öyle yordu ki bu bekleyişler, kendimle mücadele etmekten ve mücadelenin sonunda da kaybetmekten yoruldum. Kimi zaman bir küçük sözünle yüreğimde çiçekler açtırıyorsun, kimi zaman da işte böyle umutlarımı öldürüyorsun. Ne seni sevmekten vaz geçebiliyorum, ne de evet burda bitsin deyipte senden vazgeçebiliyorum. Benim ömrüm seni beklemekle geçiyor, seninkini de bir türlü çözemiyorum. Kader mi ? Bilmiyorum. Şans mı ? Benden yana hiç bir zaman olmadı. Geriye bir tek şey kalıyor. Oda sanırım AŞK !!!

Nasıl bir AŞK ? İşte onu bende bilmiyorum. Kör bir AŞK, umutsuz bir AŞK, sonu olmayan bir AŞK....

Evet sana " herşeyim " diyorum. Acıtsa da bu sevda yüreğimi, ben yine de seni sorgusuz ve de sualsiz, hatta koşulsuz, şartsız çok seviyorum. Biliyorum ki bugün olmayacaksın yanımda, kimbilir bir daha ki gelişinde olacaksın yanımda. Kırgınım sana bugün, yarın geçecek biliyorum bu kırgınlığım. Sesini duyunca, ....... Benim sevdam bu işte, kocaman ve hiç bitmeyecek, bitmesinde....